Okuldan eve döndüğümde kapımızın önünde görmeye alışık olmadığım ayakkabıların sahipleri verdi bana dostluk hakkında yazma fikrini. Gençlerle iletişimlerinin ilk cümlesi ''Sen ne kadar büyümüşsün böyle!'' olan bir avuç kadın, annemin gün arkadaşları... Hayatımla ilgili sordukları sıradan soruları cevaplarken annemin ve arkadaşlarının bir aradayken aslında bizden pekte farklı olmadıklarını fark ettim. Konular farklı, zihniyetler farklı, kuşaklar farklı falan ama benzer görüntüler işte. Kendi aralarında oluşturdukları jargonlar, cümle başına düşen kahkaha sayısı, yeni bir haber duyduklarında oluşan heyecan ve daha fazlası. Sadece biz onlar kadar düzenli, periyodik bir şekilde bir araya gelmiyoruz.
Hangimizin küçükken oynamaya gittiği parkta bir oyun arkadaşı olmadı ki? Ertesi gün adını hatırlayamadığımız hatta çoğu zaman ismini sormayı bile unuttuğumuz ama eğlencesinin tadı damağımızda kalan, bir daha ki sefere de denk gelmeyi düşündüğümüz ilk dostlarımız... Aslında şimdikilerin adını biliyor olmakta pek önem taşımıyor. Nasılsa iletişim için başka kelimeler bulabiliyoruz. Aga, kanka ve benim kullanmayı sevmediğim birkaç kelime daha. Aramızda aganın gerçekten ne demek olduğunu ya da bir anlamının olup olmadığını bile var mı? Ayrıca hiç agam olmadı benim, o olmadan toplumda kabul görür müyüm acaba(!)
Geçmişte ve gelecekte her zaman süregele bir kavram dostluk, geçen yıllara aldırmadan taze kalan bir şey. Birlikte bir yemeği paylaşmak, tribünlerde yan yana aynı renklere destek olmak, tatil günlerinde önemli bulduğu konuyu sonra okulda anlatmak için aklında tutmak, kulaklığını hatta bazen en sevdiğin ünlüyü paylaşmak... Okul sıralarında sınavda verdiği kopya ile değerlendirilmeye alınan karşılıklı güven ilişkisi.
Bu da benden size dost tavsiyesi: Dostluğunuz ister şekerli hamur kokulu olsun ister okul sıralarında birlikte büyüyerek olsun, yanınızda dostum dediğiniz biri varsa ona sıkı sarılın çünkü ya bir gün buluşmasının konusu ya da kopya vermediğiniz için bencil olursunuz. Gelecekte bir yerde sana gelmemi bekleyip bunun için hazırlanıp gün arkadaşım olur musun?
Gün demişken birkaç gün önce 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ydü. Neden kadınlar günü hiç merak ettiniz mi? 8 Mart 1857'de ABD´nin New York kentinde bir tekstil fabrikasındaki işçilerin greve başlaması sonucunda polisin orantısız güç uygulaması ve çıkan yangıdan kurtulamamaları nedeniyle çoğu kadın olan 129 kişinin can vermesi anısına kutlanan bir gün. Umarım artık kadınlar taşla sopayla değil çiçekle karşılanırlar.