T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
MANİSA / YUNUSEMRE - Manisa Hasan Türek Anadolu Lisesi

Elif Feyza NAMAL - Hayran Hiyerarşisi

 

 

7'den 70'e herkesin bugünlerde ne konuştuğunu biliyor musunuz? Hayır, Ali'yle Veli'nin pek sevimli laf atışmalarını değil. Yani yok artık canım, kaçıncı yüzyıldayız! Elbette onlardan bahsederken kimliklerindeki isimleri kullanmak gibi bir bayağılık yapmıyoruz.

 

Arkadaşlarla toplanıp güzelden ve çirkinden bahsediyoruz genelde. Güçlüden ve güçsüzden. Zayıftan ve şişmandan. Mağluptan, galipten. Mükemmelden ve hatalı üretimden. Güzel gülümseyenden, göze çekici gelenden, göz zevkini bozandan.

 

Gördünüz mü? Ali'yle Veli'nin modası geçti demiştim. İnsanoğlu birbirlerini çağırmak için künyelerine kazınandan daha iyi isimler bulabildiklerini keşfettiler günümüzde. Bir hiyerarşi keşfettiler. Temelini K-keyiflerine kalmış yargılarla attıkları bir hiyerarşi.

 

Bu devasa hiyerarşiden bir tane de müzik sektöründe olduğunu görünce de  benim şalterler attı işte.

 

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Müslüm Gürses'i kaybettik. Benim kategorilere ayrılmış hayranları fark etmem de bununla oldu işte. Sadece bir bakayım, dedim. Ülkede ismi en çok anılan sanatçılardan birini kaybedince ne yapıyormuş yurdum insanı.

 

Kuzey Kore yası falan görecek değildim elbette. Beklentilerim düşük de değildi ama karşılaştığım şey tabiri caizse kırk yıl düşünsem, aklımın ucundan geçmezdi.

 

                Sen bir grup genç toplan, Türk müziğinin en güçlü alanlarından bir tanesinin temelini atmakla yetinmeyip inşaatında bizzat işçilik yapmış bir duayeni ananların ardından isimler uydur. 'Kıro' diyeni mi görürsün, hunharca eleştireni mi.

 

Bahsettiğim adamlar ortada dönen müziği değil; müziğin hayranlarını eleştiriyor. Onlara isim takıyor, tam anlamıyla yerden yere vuruyorlar adamları. Kimse çıkıp demiyor ki, "Yahu arkadaş, müzik bu. Evrensel ama kişinin parmak izi gibi aynı zamanda. Bir tat bu, herkes farklı alır. Herkes farklı yaşar. Herkes istediğini dinler."

 

Demiyorlar tabii, derler mi hiç? Onlar için Popüler dinleyen ergen, Indie dinleyen hipster. Arabesk dinleyen kıro, Rap dinleyen apaçi. Metal dinleyen potansiyel HH Holmes, Rock dinleyen yoldan çıkmış. Jazz ve Blues bir grup çılgın dedenin işi, Klasik dinleyen dünyalı bile değil.  

 

                Punk ve Gotik arasındaki tek ortak noktanın eyeliner olduğu gerçeğini bilmeyen insanların başımıza eleştirmen kesilmesi hayrete düşürdü beni en çok.

 

Yani aslında, sadece kendi cehaletleri içinde böylesine yüzen bir grup insanın nasıl diğerlerini hayranlık duydukları müziğe göre yargılama yetkisini kendinde bulabildiklerine şaşırdım, demek istiyorum. Yaptıklarının insanlığı insan olmakla suçlamak anlamına geldiğini nasıl görmediklerine.

 

Ama bu şaşkınlık beni durduramadı işte. Ekran başında dikkat kesilmiş 70 milyon önünde boğazımı temizledikten sonra affınıza sığınarak sorma isteğimin önüne geçemiyorum efendim.  Söyleyin bana, eğer müziğin de hiyerarşisi varsa, tam olarak ne dinleyince Aristokrat oluyoruz?

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 15.04.2013 - Güncelleme: 12.12.2019 16:19 - Görüntülenme: 1499
  Beğen | 2  kişi beğendi